Loading...

Ay Yıldızın Bizansın Simgesi Olması hakkında ne düşünüyorsunuz?


Genel teori Osmanlıların ay ve yıldızı Konstantinopolis'i feth ettikten sonra kullanmaya başladıkları yönündedir. Ancak bunun kesinliğinden söz etmek güçtür. Bizans İmparatorluğu'nun ve Konstantinopolis'in yükselişinden sonra "Hilal ve yıldız" sembolü sık olmamakla beraber kullanılmıştır.

Konstantinopolis'in Osmanlılar tarafından ele geçirilmesinden önceki dönem paralarıyla ilgili bir araştırmaya göre bin yıl boyunca bölgede hüküm süren hristiyan liderlerin kullandığı haç, çift başlı kartal ve ay-yıldız amblemleri Doğu İmparatorlarını temsil etmekteydi. Bunlar içinde hem imparatorluğu temsil eden hem de Hristiyanlığa vurgu yapmayan amblemlerden Hilal ve yıldız uygun bulunmuş ve Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır.

Bununla birlikte sikkeler tek delil ve kaynaklar değildir. Hilal ve yıldız sembolü Osmanlılar tarafından feth edilmeden önce Mora'da, İslam'la ya da Osmanlılarla hiçbir alakası olmadığı halde kullanılmıştır. Mora'da ki en 1300 yıllarında inşa edilmiş eski kiliselerden birinde Aziz Yuhanna Chrysostom'un elinde, üzerinde Hilal ve yıldız olan bir kalkan tutarken tasvir edilmiştir

1453 yılında Konstantinopolis şehri yükselmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'na dahil olmuştu. Şehrin Eski sembollerinden olan "Haç" ve "Çift Başlı Kartal" sembollerinin şehir düştüğünden bir değeri kalmamıştı. III. İvan çift başlı kartal sembolünü Bizans İmparatorluğu'nun mirasçısı olduğu gerekçesiyle Rusya Devleti'nin sembolü olarak kullanmaya başlamıştır Bilindiği üzere pagan uyulamaları ve sembolleri Bizans İmparatorluğunda, I. Theodosius iktidarından sonra yasadışı kabul edilmiş ve giderek insanlar bu ugulamalardan uzaklaşmıştı. Julianus pagan uygulamaları yeniden sosyal hayata dahil etmeye calışsada başarısız oldu. Ancak bazı pagan sembolleri resmi alanda da kullanılmaya devam etti.

Osmanlı İmparatorluğu, Konstantinopolis'in fethinden sonra birçok Bizans sembolünü kullanmıştır. Özellikle 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında bu sembolleri birçok alanda uygulamaya koymuştur. Bu konuda 1908 yılında William Ridgeway tarafından bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada Araplar ve diğer müslüman toplumlar tarafından benimsenen bu sembolü Muhammed'in nişanı konumu taşındığını ve Osmanlı Devleti'nce kullanıldığını iddia etmektedir. Muhammed'in ölümünden 12 yıl sonra ele geçen topraklarda, özellikle Mezopotamya ve İran topraklarında kullanılan bir sembol olduğundan kısa sürede kabul görmüştü.

Gerçek şu ki hilal ve yıldız Osmanlılar tarafından kullanılmadan önce İslamla ilişkilendirilmemişti. Bunu kanıtı ise Haçlılar döneminde de rozetler ve bazı Bizans imparatorlarının sikkeleri üzerinde bulunmasıdır.

Türk araştırmacılar bu sembolün Bizans İmparatorluğundan devralındığı konusunda şüpheci olmuşlardır. Bun konudaki yazılardan biride Mehmet Fuat Köprülü tarafından hazırlanmıştır;

Bu açık, ancak, kökeni ne olursa olsun, bu semboller Asya'nın çeşitli yerlerinde ki Türk devletlerinde kullanılmıştır. Bundan dolayı hiçbir sebeple Bu sembolün Bizans'tan Osmanlıya devredildiğini söyleyemeyiz..

Dengeleyici bir görüş de Franz Babinger tarafından ortaya konulmuştur;

Mümkün olsa da kesin olmamakla birlikte II. Mehmed fetihle birlikte şehrin sembolü olarak "Hilal ve Yıldız"'ı devralmıştır. Orhan Gazi döneminde kullanılan kan kırmızısı bayrak üzerine sadece ay (hilal) figürü bu sembolün daha önce de Osmanlılar tarafından kullanıldığını göstermekteydi. Fakat Bizans ve Sasani sikkelerinde ve sembollerinde kullanılan yıldızın eksikliği konusu düşünülürse. II. Mehmed'in bayrağı bir yenilik olarak düşünülebilir. Asya'daki göçebe Türk boyları ise genellikle yarım ay sembolünü kullanmış, hilal ve yıldıza birlikte sadece son dönemlerde rastlanmıştır. Şehrin fethedilmesi eski Türk ve Bizans sembollerinin birleştirilmesi için güzel bir sebep olmuştur.

Sonuç olarak Hristiyan göçmenler, müslüman toplum, Rum nüfusu ve Türk toplumuna uygun bir sembol bulunmuş ve Bizans İmparatorluk mirasına da sahip çıkılmıştır

Kaynak


SİİRT/MERKEZ
+90 5398612382