Loading...

Paris Barış Konferansı


I. Dünya Savaşı’nı kesin olarak bitirecek ve bozulan dengeyi yeniden kuracak barış antlaşmalarının imzalanmasını sağlamak amacıyla 18 Ocak 1919’da, Paris’te bir konferans toplandı. Tarih bu konferanstan Paris Barış Konferansı diye bahseder.

Paris Konferansına katılan devlet sayısı çok olmakla birlikte konferansı etkileyen ve yönlendiren dört büyük devlet vardı; bunlar ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya idi. Ancak etkili olan İngiltere ve Fransa’ydı.

Avrupa’da Paris Barış Konferansı‘nın toplandığı tarihten kısa bir süre önce Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Anlaşması’nı (30 Ekim 1918) imzalamış ve işgaller başlamıştı. İşgallere karşı yurdun değişik bölgelerinde Anadolu halkı direniş cemiyetleri kurmaya başladı. Trakya Paşaeli Cemiyeti, Kilikyalılar Cemiyeti, Doğu Anadolu Mudafaai Hukuk Cemiyeti ilk kurulan direniş cemiyetlerindendir.

Paris Barış Konferansının çalışmaya başlamasından sonra ABD’nin isteğine uygun olarak Milletler Cemiyetinin statüsünün belirlenmesine öncelik verildi. İstediğini elde eden ABD yalnızlık politikasına geri döndü. İngiltere ve Fransa bundan yararlanarak Wilson Prensipleri’ni dikkate almadan kendi çıkarları doğrultusunda barış şartlarını belirlemeye çalıştı. İlk antlaşma Almanya ile yapıldı.

Bu konferansta, Viyana Kongresi’nin (1815) aksine, milliyetçilik ilkesi önemsendi. Böylece Avrupa’nın siyasi haritası yeniden çizildi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı ve Alman İmparatorluğu parçalandı ve tek bir milletten ibaret kalacak kadar küçüldü (Almanya, Avusturya, Macaristan ve Türkiye). Yalnızca bir milletin kısmen bulunduğu Bohemya, Transilvanya gibi küçük devletler veya eyaletler, tarihî kimliklerini ve isimlerini kaybettiler. Polonya, Çekoslovakya, Litvanya, Letonya, Estonya ve Finlandiya gibi yeni devletler kuruldu veya yeniden yapılandırıldı. Sırbistan (yeni adıyla Yugoslavya), Romanya, Yunanistan, İtalya, Fransa (Alsace- Lorraine’i alarak) ve Danimarka gibi devletler genişledi ya da güç kazandı. Carlton J. H. HAYES, Milliyetçilik: Bir Din, s. 177

Paris Barış Konferansının çalışmaya başlamasından sonra ABD’nin isteğine uygun olarak Milletler Cemiyetinin statüsünün belirlenmesine öncelik verildi. İstediğini elde eden ABD yalnızlık politikasına geri döndü. İngiltere ve Fransa bundan yararlanarak Wilson Prensipleri’ni dikkate almadan kendi çıkarları doğrultusunda barış şartlarını belirlemeye çalıştı. İlk antlaşma Almanya ile yapıldı.

Paris Barış Konferansının Amacı

18 Ocak 1918’de Paris’te toplanan konferansın iki önemli amacı vardı:

1)I. Dünya Savaşı’nda yenilen devletlerle yapılacak barış antlaşmalarını hazırlamak, böylece savaş sonrası dünya düzenini yeniden kurmak

2)Osmanlı Devleti’nin topraklarını yeniden paylaşmak

Paris Barış Konferansında İtilaf Devletlerinin Beklentileri

Paris Barış Konferansına otuz iki devlet katıldı. Ancak kararlara egemen olan beş devletti. Bunlar; İngiltere, ABD, Fransa, İtalya ve Japonya idi. Bu devletlerin içinde de İngiltere ve Fransa belirleyici oldu. Bu duruma etki eden olay ise ABD Başkanı Wilson’un Milletler Cemiyeti’nin kuruluşunu anlatmak için Amerika’ya dönmesidir. İngiltere ve Fransa, ABD’yi Paris’ten uzaklaştırmak için Wilson’un Milletler Cemiyeti önerisini hemen kabul etmişlerdi. Böylece Wilson İlkeleri’ni dikkate almadan barış antlaşmalarını hazırladılar. Barış antlaşmalarını büyük ölçüde İngiltere Başbakanı Lloyd George (Loyd Corc) ve Fransa Başbakanı Georges Clemenceau (Corc Klemenşö) hazırlamıştır.

Paris Barış Konferansı’nda I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti dışında yenilen devletlerle yapılan barış antlaşmaları hazırlandı.Ancak antlaşmalarda Wilson İlkeleri’ne uyulmadı. Örneğin Wilson İlkeleri’ndeki “Savaş tanzimatı alınmayacak.” ilkesi çiğnenerek yenilen her devlete savaş tamiratı adı altında tazminat dayatıldı. Wilson’un uyulmayan bir başka ilkesi de “yenenler yenilenlerden toprak almayacak” ilkesiydi. Yenilen devletlerden az ya da çok toprak alınıp başka ülkelere verilmiştir.

Osmanlı Devleti ile yapılacak barış antlaşmasının hazırlanamama nedeni ise İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşmesidir. Osmanlı Devleti’yle yapılacak barışın koşullarını hazırlamak için daha sonra 1920’de San Remo Konferansı toplandı.

Genel sonuçları

1)Bu devletlerin oluşturduğu Milletler Cemiyeti kuruldu.

2)Galip devletler Wilson ilkelerine uymayarak ağır şartları olan antlaşmalar hazırladılar. ABD de Avrupa ile ilişkileri en alt düzeye indirdi.

3)Ermeniler ilk defa bu konferansta Doğu Anadolu’da Bir Ermenistan Devleti kurulması fikrini dile getirdi. Avrupa destekledi.

4)Savaş sırasındaki gizli antlaşmaların uygulanması karara bağlandı.

5)İngiltere ve Fransa Wilson ilkelerine ters düşmemek için savaş tazminatı yerine “savaş onarımı” sömürgecilik yerine “manda-himaye sistemi” getirerek uygulanmasını sağladılar.

6)Bu konferansta Almanya, Avusturya ve Bulgaristan’ın antlaşma taslağı hazırlanırken Osmanlınınki sonraya bırakılmıştır. Çünkü Rusya’ya verilen bölgelerin Rusya’nın savaştan çekilmesiyle yeniden paylaşılması gerekiyordu.

7)ABD, Avrupa’daki bu olaylara aktif olarak katılmama politikası izledi. Monroe Doktrini denilen bu politika sayesinde İngiltere ve Fransa II. Dünya Savaşı'na kadar rahat hareket etmişlerdir.

8)İngiltere ve Fransa’nın İtalya’ya vermeyi kararlaştırdıkları İzmir’i Boğazlara yakın olmasından dolayı İngiliz çıkarlarını tehdit edecek bir güç olmasından çekinmeleriydi. Bu nedenle İtilaf devletleri ile İtalya arasında ilk görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır.

9)Konferans sonunda, itilaf devletleri sömürgecilik anlayışı yerine “Manda ve himaye” sistemini ortaya atmışlardır.

10)En fazla tartışılan mesele Osmanlı İmparatorluğu ile imzalanacak olan antlaşma olmasına rağmen; aralarında çıkar çatışmasına düşen galip taraflar Osmanlı Devleti ile imzalanacak olan antlaşmayı karara bağlayamamışlardır.

Not:Manda: Kendini yönetemeyecek duruma gelen ülkeler, kendilerini yükseltecek ve yönetecek duruma gelenek adar başka ülkelere ve cemiyetlere verdiği yetkiye manda denir. 1. dünya savaşından sonra görülen durumlardandır. Ülke yönetimi başkasına teslim ederek toparlanana kadar bu şekilde devam edecektir.

Himaye: Güçlü olan bir devletin, güçsüz olan bir devleti sömürülmesini ve işgale uğramasına önlemek adına kendisinin kontrolü adına almasına himaye denir.

Savaşlardan sonra ortaya çıkan iki terim devletlerin birbirlerine destek ve çıkarları amacında yapmışlardır. Güçlü devletin başka devletleri koruyarak onlardan faydalanmışlardır. Uzun yıllar boyunca böyle devam ederek güçlü olanlar daha çok güçlenmiştir.


SİİRT/MERKEZ
+90 5398612382